Arkadaşımın Annesi ile Görüntülü Sexting Yaptım

Merhaba, ben Cenk. 19 yaşındayım, Ankara’da üniversite öğrencisiyim. Bu hikaye, en yakın arkadaşım Mert’in annesi Yasemin’le başımdan geçen, aklımı başımdan alan bir olayı anlatıyor. Tamamen gerçekçi, ateşli ve özgün bir hikaye; diğerleriyle hiçbir alakası yok. Uzun olacak, ama her satırı sizi içine çekecek. Hazırsanız, başlıyorum.

Mert’le liseden beri kankayız. Aynı mahallede büyüdük, üniversiteye de Ankara’da birlikte devam ediyoruz. Mert’in ailesini iyi tanırım; evlerine sık gider gelirim. Annesi Yasemin, 42 yaşında, ama yaşını hiç göstermeyen bir kadın. Esmer, uzun dalgalı saçları, dolgun dudakları ve fit bir vücudu var. Spor yapar, kendine bakar; çoğu zaman “Bu kadın Mert’in annesi olamaz,” diye düşünürdüm. 1.65 boylarında, ince beli, dolgun kalçaları ve göğüsleriyle dikkat çeker. Ama ben hiçbir zaman yanlış gözle bakmadım; sonuçta arkadaşımın annesi, saygım var. Yine de onun enerjisi, gülüşü, bazen bakışları insanı bir an sarsar, inkar edemem.

Geçen yaz, pandemi yüzünden herkes evdeyken, Mert’le online oyun oynuyorduk. Discord’da takılıyorduk, gece yarılarına kadar muhabbet ediyorduk. Bir akşam, Mert, “Oğlum, yarın sabah erken kalkmam lazım, annemle alışverişe gidiyoruz. Seni de çağırırdım ama sığmayız arabaya,” dedi. Gülüp, “Yasemin Abla’yla alışveriş mi? Zor iş,” dedim. Mert kahkaha attı, “Aynen, kadın iki saat tişört seçer!” O gece muhabbet bitti, ama Yasemin Abla’nın adı geçince nedense içimde garip bir kıpırtı oldu. Üzerinde durmadım, saçma geldi.

Ertesi gün öğleden sonra telefonuma bir WhatsApp mesajı geldi. Yasemin Abla’dan. Şaşırdım, çünkü genelde Mert üzerinden haberleşirdik. Mesaj şöyle: “Cenk, nasılsın? Mert sana bahsetti mi, alışverişe çıktık ama bu çocuk beni yordu, eve döndük. Sen neler yapıyorsun?” Gayet normal, arkadaşça bir mesaj. Hemen cevap yazdım: “Merhaba Yasemin Abla, iyiyim, teşekkürler! Haha, Mert’le alışveriş zor iştir. Evde takılıyorum, ders çalışıyorum sözde.” Gülücük attım, kibar olsun diye. Cevap hemen geldi: “Ders mi? Yaz günü sıkıcı değil mi? Gel bi ara kahve içelim, uzun zamandır görmedim seni.” Bu mesajda bir şey vardı, o emoji, o “sıkıcı değil mi” tonu… Ama “Yok canım, abartma,” dedim kendi kendime.
Birkaç gün boyunca mesajlaşmamız devam etti. Önce masumdu; okul, yaz planları, Mert’in tembelliği falan.

Ama Yasemin Abla giderek daha rahat yazmaya başladı. Bir akşam, “Cenk, sence bu bluz nasıl?” diye bir selfie attı. Üzerinde dar, kırmızı bir bluz, hafif dekolte, saçlar açık. Kalbim hızlandı, “Çok yakışmış Yasemin Abla, bence süper!” dedim, ama elim titriyordu. Cevap: “Teşekkürler tatlım, senin zevkine güveniyorum. ” Öpücük emojisi mi? Şaka mı yapıyor, diye düşündüm. Ama içimde bir ateş yanmaya başlamıştı.

O akşam Mert’le yine Discord’daydık. “Oğlum, annenle mesajlaşıyoruz, bluz falan atıyor, normal mi sence?” dedim, nabız yoklamak için. Mert güldü, “Annem öyledir, herkesle kanka olur. Alışveriş manyağı, sana da sorar şimdi kıyafet.” Rahatladım ama bir yandan da hayal kırıklığı mı hissettim, emin olamadım.
Birkaç gece sonra, saat 23:00 civarı, Yasemin Abla’dan bir mesaj daha geldi: “Cenk, uyanık mısın? Mert çoktan sızdı, canım sıkılıyor.” Kalbim yine küt küt. “Uyanığım, Yasemin Abla. Sen niye sıkılıyorsun, film falan izle?” dedim. Cevap: “Film izledim ama yalnız olmuyor. Görüntülü konuşalım mı, ne dersin?” Görüntülü mü? Arkadaşımın annesiyle? Ama o “” emojisi aklımı karıştırdı. “Olur, niye olmasın,” dedim, cesaretimi topladım.

WhatsApp’tan görüntülü aradı. Ekranda Yasemin Abla, saçlar hafif dağınık, üzerinde ince askılı bir gecelik. Işık loş, yatak odasında gibi. “Merhaba Cenk’cim,” dedi, gülerek. Sesi yumuşacık, ama içinde başka bir şeyler vardı. “Merhaba Yasemin Abla, rahat mısın?” dedim, gülmeye çalışarak. “Çok rahatım,” dedi, kamerayı biraz aşağı kaydırdı, geceliğin askısı omzundan kaymış, göğüslerinin üst kısmı görünüyordu. Bilerek mi yaptı, emin olamadım ama sikim anında hareketlendi. Şortumun üstünden belli oluyordu.

“Cenk, sen niye bu saatte ders çalışıyorsun, biraz eğlenmek lazım,” dedi, gülerek. “Eğlence mi? Ne önerirsin?” dedim, şakacı bir tonda. “Bilmem, sen gençsin, sen bulursun bir şeyler,” dedi, dudaklarını ısırarak. O an anladım, bu konuşma masum değil. “Yasemin Abla, sen böyle konuşursan ben yanlış anlarım,” dedim, gülerek ama nabzım 200. “Yanlış mı anlarsın, yoksa doğru mu?” dedi, kaşlarını kaldırıp. Şok oldum, ama geri adım atmadım. “Doğru anlarım herhalde,” dedim, sesim titriyordu.
Kamera hâlâ göğüslerine odaklıydı. “Cenk, sence bu gecelik nasıl?” dedi, telefonu biraz daha aşağı indirip göğüslerini gösterdi. Gecelik transparan gibiydi, meme uçları hafif seçiliyordu. “Çok… güzel,” dedim, yutkunarak. Sikim taş gibi olmuştu, elim şortumun üstündeydi. “Sen de göster bakalım, ne durumdasın,” dedi, sesi fısıldar gibi. “Ciddi misin?” dedim, kalbim ağzımda. “Ciddi olmaz mıyım, hadi,” dedi, gülerek. Şortumu indirip sikimi gösterdim, kamera karşısında sıvazlamaya başladım. “Oha, Cenk, bu ne!” dedi, gözleri parlayarak. “Sen başlattın,” dedim, gülerek.

O da geceliğini sıyırdı, göğüsleri tamamen açığa çıktı. Dolgun, dimdik, uçları sertleşmiş. “Bak bakalım, beğendin mi?” dedi, göğüslerini avuçlayarak. “Yasemin Abla, çıldırttın beni,” dedim, sikimi daha hızlı sıvazlıyordum. O da elini pijamasının içine soktu, “Sen de beni,” dedi, inler gibi. Kamerayı aşağı kaydırdı, amını okşuyordu, parmakları ıslak parlıyordu. “Cenk, ne yapardın şimdi yanımda olsan?” dedi, sesi titriyordu. “O göğüsleri yalardım, sonra aşağı inerdim,” dedim, zevkten uçuyordum.
“Detay ver,” dedi, inleyerek. “Önce boynunu öperdim, yavaş yavaş göğüslerine inerdim. Uçlarını emerdim, sert sert,” dedim, sikimi sıkıca sıvazlarken. “Sonra?” dedi, parmakları hızlanmıştı. “Pijamanı indirir, amını yalardım. Dilimi içine sokardım, seni çıldırana kadar,” dedim. O da inliyordu, “Cenk, devam et, sikini göster daha çok.” Kamerayı iyice sikime odakladım, damarları kabarmıştı, zevk sularım akıyordu. “Sikini içime sokardın, değil mi?” dedi, sesi kesik kesik. “Evet, yavaş yavaş sokardım, sonra hızlanırdım,” dedim, nefes nefese.

Birden kamerayı yüzüne çevirdi, “Cenk, boşalmak üzereyim,” dedi, gözleri kayıyordu. “Ben de,” dedim, sikimi deli gibi sıvazlıyordum. “Hadi, birlikte,” dedi, inlemeleri yükseldi. Onun inlemeleri beni bitirdi; bir anda patladım, döllerim göbeğime fışkırdı. Aynı anda o da titreyerek boşaldı, kamerada amından akan sıvılar görünüyordu. Nefes nefese kaldık, ikimiz de gülüyorduk. “Bu çılgınlıktı,” dedi, saçlarını düzelterek. “Ama efsaneydi,” dedim, sırıtarak.

“Bir şey daha yapalım mı?” dedim, zevkin verdiği cesaretle. “Naber?” dedi, merakla. “Sürpriz,” dedim, kamerayı sikime çevirip işemeye başladım. “Oha, Cenk, manyaksın!” dedi, kahkaha atarak. “Senin yüzünden,” dedim, gülerek. “Bu sırrımız, tamam mı?” dedi, ciddi bir tonda. “Tabii ki,” dedim.
Konuşma bitti, ekran kapandı. Hemen duşa girdim, titriyordum. Yasemin Abla’yla o gece yaşadığımız şey, aklımdan çıkmıyor. Mert’e hiçbir şey çaktırmadım, ama Yasemin Abla’yla mesajlaşmalarımız hâlâ devam ediyor. Belki bir gün yüz yüze de bir şeyler olur, kim bilir?

Yayınlanma Tarihi: 12.06.2025 18:37

Devamını Oku: Köyün yeni ağası (başlangıç)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.